ALMAN BOŞANMA KARARININ TANIMA TENFİZİ – Anerkennung des Scheidungsbeschlusses

Almanya’da yaşayan T.C. vatandaşlığına (veya Mavi Karta) sahip kişiler Alman mahkemelerine boşanma için başvurabilmekte ve Alman mahkemesinden boşanma kararı (Scheidungsbeschluss) almaktadırlar. Alman Mahkemesinin bu boşanmayı Türk Kanunu ya da Alman Kanununa göre gerçekleştirmesi mümkündür. Çünkü Avrupa Birliği’nde Haziran 2012’de yürürlüğe giren “Boşanma ve Ayrılığa Uygulanacak Hukuk Alanında Güçlendirilmiş İşbirliğinin Uygulanmasına Dair Konsey Tüzüğü (ROM III Tüzüğü)” gereğince bu tarihten sonra açılan boşanma davalarında aksi kararlaştırılmadıkça Türk hukukunun uygulanması zorunluluğu kalmamıştır. Yani artık taraflar ister Türk vatandaşı ister Alman vatandaşı (Mavi Kartlı) olsun, boşanma açısından sadece Alman Hukuku uygulanabilmektedir.

Alman Boşanma kararı Türkiye için yeterli mi?

Almanya’da mahkemeden boşanma kararı alınması, doğrudan Türkiye’deki nüfus sicillerine etki etmeyeceğinden, Türk vatandaşlarının tam anlamıyla işlerine yaramayacaktır. Bu demektir ki, Alman mahkemesi kararının, otomatik olarak Türkiye’de bir geçerliliği bulunmamaktadır. Alman Mahkemesi kararının Türkiye’de geçerli olmasını sağlamak için Türkiye’de tanınıma ve tenfiz davası açmak gerekmektedir.

Bu gereklilik sadece Türk vatandaşları için değil, Türk vatandaşı iken evlenip daha sonra Alman vatandaşlığına geçenler (Mavi Kart hakkı sahipleri) için de söz konusudur. Zira bu kişiler tekrardan bir Türk vatandaşı ile evlenmek istediklerinde, Alman makamları (Standesamt) onlardan Türk makamlarından “evlenme ehliyet belgesi” istediklerinden, bu kişiler de Türkiye’de tanıma tenfiz davasını sonuçlandırmak zorundadırlar.

Tanıma tenfiz yapılmazsa;

Alman mahkemesinin boşanma kararının Türkiye’de tanıma tenfizinin yapılmaması taraflar ve de mirasçıları için karışıklıklara ve hak kayıplarına sebebiyet verebilmektedir.

1. Alman mahkemesinde boşanılmasına rağmen halen Türkiye’de evli göründüğünden, eşlerden birinin ölümü halinde boşanılan diğer eş ona mirasçı görünecek ve veraset belgesi bu şekilde alınabilecektir. Hatta bu kişiler bu durumu kötüye kullanarak veraset ilamı (mirasçılık belgesi) çıkartarak, boşandığı eşinin malvarlığını üzerine intikal ettirebilir.

2. Alman Mahkemesi kararı tanıma tenfiz yapılmadığında, boşanan eşler Türk nüfus kaydında “evli” olarak göründüklerinden, tekrar evlenmek istemeleri halinde evlenemezler.

3. Eşlerin Almanya’da boşandıktan sonra, zamanla birbiri ile olan irtibatı kopar. Hatta eşlerden biri ya da ikisi sonradan Alman vatandaşlığına geçebilir veya başka ülkeye taşınabilir. Bu durumda Türk vatandaşı eş için, sonradan tanıma davası açmak gerektiğinde, diğer eşin adresinin araştırılması gerekir. Eğer eşlerden biri başka bir vatandaşlığına geçmişse, Türkiye’de açılacak olan tanıma davasında, bu eşe diplomatik yoldan tebligat yapma zorunluluğu hasıl olacaktır. Bu da, tarafları oldukça uzun süren ve tercüme masrafları yüksek olan bir sürece götürür.

4. Almanya’da boşanan eşlerin, evlilik sırasında Türkiye’de edindikleri mal-mülkün paylaşılması için açılacak mal paylaşımı davanın ön şartı, boşanmanın gerçekleşmiş ve kesinleşmiş olmasıdır. Bu dava, boşanmanın kesinleşmesinden sonraki bir sene (her halükarda 10 sene) içerisinde açılabilir, aksi halde zamanaşımına uğrar. Mal paylaşım davasında boşanmanın kesinleşme tarihi olarak, Alman Mahkemesi kararının kesinleşme tarihine bakılır. Bu nedenle boşanan eşler, Türkiye’de mal paylaşımı yapmak istiyorlarsa –özellikle gayrimenkuller açısından davanın Türkiye’de açılması zorunludur- Alman mahkemesinin verdiği boşanma kararının tanınması ve mal paylaşımı davalarını eş zamanlı açmak zorundadırlar. Almanya’daki boşanmanın üzerinden seneler geçtikten sonra, Türkiye’de tanıma davası yürütüp, akabinde mal paylaşımı istemek hak kayıplarına sebep olabilir.

5. Tanıma-Tenfiz davası sonuçlandırılmadığı için eşler halen Türk nüfusunda “evli” gözüktüğünden, üzerlerine aldıkları taşınmaz ve taşınır mallar kanunen evlilik birliği içerisinde edinilmiş olacağından diğer eş bundan hak talep edebilecektir. Bu talepleri durdurmak için başkaca davalar dava açmak ve hak kayıplarının giderilmesi için masraf yapmak gerekecektir.

6. Alman mahkemesi boşanma kararı tanıma tenfiz ettirilmediğinde, eşlerin Türkiye’de “evli” görünmesinden dolayı, boşanmasına rağmen başkasıyla gayri resmî evlenen ya da evlilik dışı çocuk sahibi olan kadının başkasından olan çocuğu evlilik birliğinde doğmuş gibi, boşanılmış eşin nüfusuna kaydedilecektir. Bu da, eşleri sonrasında daha masraflı ve uzun süreli olan soybağının (nesebin) reddi ve gerçek baba için babalık davası açma süreçlerine götürür.

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında boşanmanın tanıma tenfiz davasının açılması herhangi bir süreye bağlanmamıştır. Uzun süredir açılmadığı için boşanmanın tanınmayacağı tenfiz edilemeyeceği iddia edilemez. Aynı şekilde aradan çok uzun zaman geçtiği için tanıma tenfiz davasının hemen bitmesi de söz konusu değildir.

Sadece bu davanın açılması geciktiği takdirde, yukarıda izah etmeye çalıştığımız hak kayıplarının ve zorlukların doğması muhtemeldir.

Boşanma Tanıma tenfiz davası için Türkiye’ye gelmek zorunlu mudur?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.71 uyarınca “Dava ehliyeti bulunan herkes, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabilir ve takip edebilir”. Ancak bu tür davalarda sürekli takip ve kontrol gerekmektedir. Özellikle yurtdışında ikamet eden kişilerin Türk hukukunu ve usulünü bilmemeleri, davaları yanlış açmalarına ve zaman-masraf kaybına sebep olabilmektedir. Tanıma tenfiz davasını açmak ve takip etmek için Türkiye’ye gitmeleri ve orada bulunmaları gerektiğinden, yurtdışından gidiş gelişlerin çok masraflı olması nedeniyle kişiler için gereksiz külfetler doğurabilmektedir. Bu nedenle bu davaları bilen avukatların vekaleten bu davayı yürütmeleri zaman ve masraf açısından daha ekonomik olmaktadır.

Dava açmak isteyen kişiler, kendilerini Konsolosluktan veya Alman Noterinden verecekleri bir vekaletname ile tanıma tenfiz davaları açısından bizleri Türk mahkemeleri ve makamları nezdinde vekil olarak tayin edebilirler. Bizler vekil olarak devrede olduğumuzda, tarafların hiçbir şekilde Türkiye’ye gitmelerine ve duruşmalara katılmalarına gerek bulunmamaktadır.

Dava açmak için ne yapmak gerekiyor?

Alman mahkemesinde boşanan eşler anlaşabiliyorsa vatandaşlık konusu önemli olmaksızın her biri ayrı bir avukat arkadaşımıza vekalet verebilirler. Şayet bir taraf Alman vatandaşı ise o kişi tercüman eşliğinde Türk Konsolosluklarından ya da Lahey Sözleşmesi kapsamında “Apostille” şerhi alarak Alman noterinden; Türk vatandaşları ise Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluklarından veya Türkiye’de herhangi bir Noterden ya da yine yukarıda belirttiğimiz şekilde Apostille şerhi alarak Alman Noterinden vekaletname çıkartabilirler. Bu durumda davaları yaklaşık 1-1,5 ay gibi bir sürede sonuçlanır.

Taraflardan sadece biri vekaletname verirse tanıma tenfiz davası çekişmeli bir dava olacağından karşı tarafın vatandaşlık ve ikamet yerine göre değişkenlik göstermekle birlikte, dava süreci 12-15 ayı bulmaktadır.

Tanıma tenfiz gereki belgeler

Yukarıda açıkladığımız gibi öncelikle sizin adınıza dava açıp hareket edebilmemiz için, bize avukat vekaletnameniz gerekmektedir. Tek taraflı davalarda ise, karşı tarafın güncel adresi gerekmektedir.

İkinci olarak orjinal ya da onaylı suret olarak Alman mahkemesi boşanma kararına ihtiyacımız var. Bu kararın üzerine Mahkemeden (Landgericht) ayrıca Apostille şerhi alınmak zorundadır.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta Alman Mahkemesi kararının genelde ön sayfanın sağ üstünde ya da en son sayfada bir kesinleşme şerhi (Rechtskraftsvermerk) bulunması gerekliliğidir. Bu şerh olmadan tenfiz mümkün değildir.

Bunun haricinde tanıma tenfiz davası için herhangi başka bir belgeye ya da yazıya ihtiyaç yoktur.
Tanıma tenfiz davalarında Türk mahkemelerince tekrardan boşanma sebepleri incelenmez. Türk hakimi bu davada Alman mahkemesi kararını kontrol edemez ve boşanmaya esas olan gerekçelerin de yerindeliğini tartışamaz. Türk mahkemesi hakimi bu davada sadece Alman mahkemesinden alınan boşanma kararının Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığını, davalıya doğru şekilde tebligat yapılıp yapılmadığını ve davalı tarafa savunma hakkı verilip verilmediğine bakar ve ona göre kararını verir.

Tanıma – tenfiz davalarında şahit, bilirkişi, keşif gibi deliller istenmez. Sadece kesinleşmiş Alman mahkeme kararı, kesinleşme şerhi ile bunların onaylı (Noter veya Türk Konsolosluklarından) Türkçe tercümelerinin verilmesi delil anlamında yeterlidir.

Eski eş vekaletname vermezse.

Davalı taraf Alman vatandaşı ise, Tebligat Kanunu gereğince dava dilekçesi, mahkeme tensip tutanağı ve uluslararası tebligat evrakları Almanca’ya tercüme edilerek, davalının ikamet ettiği yerdeki yetkili Alman Adli Makamlarına, Türkiye Adalet Bakanlığınca tebliğ edilir. Bu tebligatın yapılması 6-8 ay sürmektedir.

Davalı Türk vatandaşı ve yurtdışında ikamet ediyorsa ona tercüme yapılmadan ikamet yerinin bağlı olduğu Türk Konsolosluğunca tebligat gönderilir

Buyrun
Nasıl yardımcı olabilirim?
Merhaba,
Nasıl yardımcı olabilirim?